9 Şubat 2010 Salı

kim hayallerini katlayıp koymaz ki kırılgan bir kutuya bazen.


kim gitmek istemezki?
kim sıkılmaz ki haytaından bazen?
kim üzülmezki yaşlanıp
ölüme bir adım daha yaklaşınca?
ve kim hayallerini katlayıp koymaz
kırılgan bir kutuya hayat denen şey
umudun önüne geçmeye başladığında

evet şimdi parmaklarımızı sayıyoruz
beklenen zaman ne zaman gelir
o parmaklar nereleri gösterir
ve avuç ne zaman yalanır
istenilen hiçbir şey olmadığında...

6 Şubat 2010 Cumartesi

Barda oturmuş boş gözlerle anlamsız kalabalığa bakarken...

... nedendir bilmem böyle saçma sapan bir şey düşündüm.

Hayyam görse çatlar, gidip çarşaflı kadının yanına şeriat kurallarının geçtiği kısasa kısas bir barda oturan sarıklı cübbeli adamların içinde utanmadan çekinmeden söylerdi... derdi ki;

-" Ben görsem çatlarım. Şarap bilse kendini erir şerbet olur. Salar acısını tesitinin en dibine."

Bende dayanamadım. gittim dedim ki;

"Bir kadının dudaklarına bu kadar mı yakışır kadeh?"

Yüzüme aptal aptal bakan iki göz, söylediklerimden emin olmayan iki kulak ve aslında ne söylediğimin önemi olmadığını, ne olursa olsun geceyi benimle geçireceğini anlatmaya çalışan bir ifadeyle karşı karşıya kaldım.

"Bir erkeğe yakışıyor şiir yazmak." deyip elini uzattı. Elini tuttum. Kadehli elini.

Çıkarken kapının ağzında, yanına çömelip kusmasını izledim. Bilmiyorum o an iğrenç gelmedi az önce bir tanrıçanın dudakları olarak düşündüğüm, şimdiyse ağzından yere kadar tükürük sarkan dudaklar. Eliyle ağzını, elini duvara sildi.

"Üzgünüm..." dedi.

"Herkes kusar." dedim.

"Kendimi iyi hissetmiyorum" dedi. "Beni taksiye bırakır mısın?"

(Kafamın üzerine elimi uzattım. Sırtımı yokladım. Ne hare ne kanat...)

"Hayır."

Geri döndüm. Bara oturup boş gözlerle anlamsız kalabalığı izlemeye devam ettim. Başka bi atraksiyon olmadı o gece.

5 Şubat 2010 Cuma

ipinden bağımsız kuklalara dair


karmaşalara teslim etme kendini bebeğim
tutkulara kapat kalbini
sevgini gözardı et bazen
her şeyi gözardı et bazen
ve sahip ol iplerine

kuklalar sevimli ama aptaldır bebeğim
yönetilmeden yaşayamazlar
yontulmadan önce bile daha değerliydi bazıları
onlara yaşam veren sen ol!
yont yönet ama iplerini verme başkasına

büyük maskeler takmış küçük
suratlı insanlara inanma
sözlerini yutarlar bebeğim
kendine ait ol
başkasının eğlencesine konuk olmak yerine...